Menu

Fotonik ve Astrofotonik Nedir? (1)

Bu internet makalemizi; fotonik ve astrofotoniğin temel prensiplerini, ileri düzey uygulamalarını ve özellikle aralarındaki ilişkiyi temellendirmek ve gelecek yazı dizilerimize zemin hazırlamak için hazırladık.

İlk bölüm, fotoniğin tanımını ve prensiplerini ele alarak, modern bilim ve teknolojideki önemini açıklamaktadır.

Ardından, ikinci bölüm, astronomik uygulamalar için özel olarak geliştirilen fotoniğin bir dalı olan astrofotoniğe geçiş yaparak, bu alanın gelişimine, şimdiki uygulamalarına ve potansiyeline odaklanmaktadır.

Sonrasında makalemiz, fotonik ve astrofotoniğin arasındaki etkileşimin ele alınmasıyla, bir alandaki bilimsel ilerlemelerin bir diğerinde nasıl yeniliklere yol açabileceğini göstermektedir. Keyifli okumalar dileriz!

Giriş

“Foton”, elektromanyetik dalganın temel birimi olarak, ışığın hem parçacık hem de dalga özellikleri gösterdiği “dalga-parçacık ikiliği” kavramıyla tanımlanır [1].

Fotoniğin temel prensipleri, bu kavramlara dayanmaktadır; yani, kuantum mekaniği ve elektromanyetik teoriye dayanarak, fotonun hem dalga hem de parçacık özelliklerini anlamaya çalışır [2].

Bu teoriler, ışığın ve maddenin kuantum doğasını inceleyerek, fotonların davranışlarını ve etkileşimlerini açıklamaktadır [3].

Albert Einstein’ın 1905’teki ışık kuantum teorisi, foton kavramının temelini atmış ve ışığın enerji paketçikleri (fotonlar) halinde yayıldığını öne sürmüştür.

Fotonların bu kuantum özellikleri, ışığın madde ile etkileşimini anlamamızı sağlar ve bu etkileşimlerin incelenmesi, fotoniğin temelini oluşturur.

Fotoniğin amacı, ışığın yayılması, emilimi, kırılması, yansıması ve dönüştürülmesi gibi süreçleri anlamak ve bu bilgiyi pratik uygulamalara dönüştürmektir.

Fotoniğin prensipleri, ışığın farklı ortamlarda nasıl davrandığını anlamamıza ve çeşitli teknolojiler geliştirmemize olanak tanır.

Fotoniğin bu geniş kapsamı, optik iletişimden lazer teknolojisine, tıbbi görüntülemeden güneş enerjisi sistemlerine kadar birçok alanda yenilikçi çözümler sunar [4].

Astrofotonik ise; fotoniğin özel bir dalı olarak, astronomik gözlemler ve uzay araştırmaları için gelişmiş optik ve fotonik teknolojilerin kullanılmasını içerir.

Gelişen teknoloji ve artan uzay araştırmaları, astrofotoniğin önemini her geçen gün artırmaktadır. Yıldızların ve galaksilerin detaylı incelenmesi, uzay teleskopları ve adaptif optik sistemlerin kullanımıyla mümkün hale gelmiştir.

Bu teknolojiler, gökbilimcilerin evrenin derinliklerine dair daha keskin ve net görüntüler elde etmelerini sağlamaktadır.

Fotonik ve astrofotonik arasındaki ilişki, birbirini besleyen ve destekleyen bir dinamizm içerisindedir.

Fotonikteki yenilikler, astrofotonik uygulamaları için yeni imkanlar yaratırken, astrofotoniğin gereksinimleri de fotonik araştırmalarında yeni yönelimlere yol açmaktadır [5].

Örneğin; adaptif optik teknolojileri, atmosferik bozulmaları düzelterek teleskop görüntülerinin kalitesini artırırken, aynı zamanda biyomedikal görüntüleme ve askeri optik, elektro-optik gözlem sistemlerinde de kullanılmaktadır [6].

Gelecekteki potansiyel uygulamalar, fotonik ve astrofotoniğin bilimsel araştırmalarda, endüstride ve günlük yaşamda nasıl devrim yaratabileceğini öngörmektedir.

Özellikle kuantum fotonik, fotonik bütünleşmiş devreler ve yeni nesil teleskoplar gibi alanlarda beklenen gelişmeler, bu teknolojilerin daha da yaygınlaşmasını sağlayacaktır.

Fotonik ve astrofotonik, sadece bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin öncüsü olmakla kalmayacak, aynı zamanda insanlığın evreni anlama çabalarına da yeni bir boyut kazandıracaktır.

Fotonik Nedir?

Işık ve Fotonlar

Fotonik, ışığın ve ışık ile maddenin etkileşimini inceleyen bilim dalıdır. Işık, elektromanyetik dalgaların bir formudur ve temel bileşenleri fotonlardır.

Fotonlar, ışığın kuantum mekaniği ile tanımlanan enerji paketçikleridir. Her foton, belirli bir enerji seviyesine sahiptir ve bu enerji, fotonun frekansı ile doğru orantılıdır (E= h.𝜈) [7].

Bu temel anlayış, fotoniğin ışık ile ilgili tüm süreçleri anlamada ve teknolojik uygulamaların geliştirilmesinde kritik bir rol oynar.

Elektromanyetik Spektrum

Elektromanyetik spektrum Şekil 1’de de görüldüğü üzere, radyo dalgalarından gama ışınlarına kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsar.

Fotonik bilimi, bu spektrumun geniş bir bölümünü inceler. Görünür ışık, ultraviyole (UV) ışık, kızılötesi (IR) ışık ve mikrodalgalar, fotoniğin çalışma alanına girer.

Her biri, farklı enerji seviyeleri ve dalga boyları ile karakterize edilir [8].

Elektromanyetik spektrumun farklı bölgeleri, çeşitli uygulamalarda ve teknolojilerde kullanılır, bu da fotoniğin multidisipliner doğasını ve geniş uygulama alanlarını vurgular.

fotonik astrofotonik 1

Şekil-1. Çeşitli teleskopların elektromanyetik spektrum üzerindeki konumlarını gösteren diyagram. (Image Credit: ESA, 2021)

Fotonik ve Kuantum Mekaniği

Yirminci yüzyılın başlarında Albert Einstein’ın çalışmaları, foton kavramını ve kuantum mekaniğinin temel prensiplerini ortaya koymuştur.

Einstein, ışığın enerji paketçiklerinden (fotonlar) oluştuğunu ve bu fotonların enerji seviyelerinin kuantize olduğunu göstermiştir. Bu keşif, fotoniğin kuantum mekaniği ile olan güçlü bağını ortaya koymuştur.

Bu bağlamda, fotonik, kuantum bilgisayarlar ve kuantum iletişim sistemleri gibi ileri teknolojilerin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Fotonik Teknolojileri ve Uygulamaları

Fotoniğin en bilinen uygulamalarından biri, optik iletişimdir. Fiber optik kablolar aracılığıyla veri iletimi, hızlı ve güvenilir internet bağlantıları sağlar.

Bu teknoloji, fotonların cam veya plastik fiberler içinde taşınması prensibine dayanır [9].

Optik iletişim sistemleri, telekomünikasyon altyapısının temelini oluşturur ve modern bilgi toplumunun temelini atar. Fotonik teknolojilere örnek verecek olursak bunlardan birkaçı şu şekilde sıralanabilir;

  • Fiber Optik İletişim: Bu teknoloji, uzun mesafelerde veri iletimini yüksek hız ve oluşacak kaybı da azaltarak gerçekleştirir. Küresel iletişim ağlarının yapı taşlarından biridir.
  • Lazer Teknolojisi: Lazerler, hassas ve koherent ışık demetleri üreterek tıbbi, endüstriyel ve askeri alanlarda geniş çapta kullanılmaktadır. Bu teknoloji, Ay yüzeyine yerleştirilen yansıtıcılarla Dünya-Ay arasındaki mesafenin ölçümünde de kullanılmaktadır.
  • Ay Yüzeyine Yerleştirilen Reflektörler: Apollo görevleri sırasında bırakılan retroreflektörlerdir. Bu reflektörler, Dünya’dan gönderilen lazer ışınlarını geri yansıtarak Dünya ile Ay arasındaki mesafenin hassas bir şekilde ölçülmesini sağlar. Bu teknoloji, lazer aralıklı ölçüm (Lunar Laser Ranging) olarak bilinir ve günümüzde hala aktif olarak kullanılmaktadır.
  • Spherical Photonics for High-Energy Reflectance (SPHER): SPHER uydusu da benzer bir prensipte çalışır. SPHER, yansıtıcı yüzeyleri ve lazer teknolojisini kullanarak uzayda yüksek doğrulukta konum ve mesafe ölçümleri yapar.
  • Laser Geodynamics Satellites (LAGEOS) : Dünya’nın yerçekimi alanını, levha tektoniğini ve diğer jeodinamik süreçleri incelemek için lazer aralıklı ölçüm teknolojisini kullanır. Bu uydular, Dünya çevresinde yörüngede bulunur ve üzerlerindeki retroreflektörler sayesinde Dünya’dan gönderilen lazer ışınlarını geri yansıtır.
  • Grid-Sphere: Bu proje ise, uzayda konumlandırılmış çok sayıda küçük reflektör küresinin oluşturduğu bir ağdır. Bu küreler, lazer teknolojisi ile etkileşime girerek, uzayda yüksek doğrulukta veri toplama ve iletişim sağlama amacı taşır.

Bu şekilde, lazer teknolojisi hem Dünya yüzeyinde hem de uzayda hassas ölçümler ve iletişim sağlama amacıyla geniş bir kullanım alanına sahiptir.

  • Lazer Cerrahisi: Lazerlerin yüksek hassasiyeti, tıbbi prosedürlerde minimal invaziv işlemler sağlar ve geleneksel cerrahilere göre daha az doku hasarı ile sonuçlanır.
    Fotovoltaik Teknolojiler: Güneş enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürülmesi, sürdürülebilir enerji üretimi için kritik öneme sahiptir.
  • Fotonik Kristaller ve Meta Maddeler: Işığın yayılmasını ve kontrolünü optimize eden bu malzemeler, yeni nesil optik cihazların geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
fotonik astrofotonik 2.png

Şekil-2. Fotonik 2014 16. ulusal optik-elektro optik ve fotonik çalıştayı. (Image Credit: Fotonik-2014)

Elbette bu örnekler değişen, gelişen ve yenilenen teknoloji ile çok daha fazla çeşitlendirilebilir hale gelmektedir.

Teknolojik gelişmelerle birlikte fotonik, bu uygulama alanlarının yanı sıra, yeni ve yenilikçi çözümler sunma potansiyeline sahiptir.

Her geçen gün daha fazla alanda karşımıza çıkan bu teknolojiler, fotoniğin bilim ve mühendislikteki önemini artırmaktadır.

Gelecekte, fotoniğin çeşitli disiplinlerdeki entegrasyonu, bu alandaki yeniliklerin ve uygulamaların çeşitlenmesini sağlayacaktır.

Bu bağlamda, fotonik biliminin temelleri ve uygulama alanları, teknolojik gelişmelerle birlikte sürekli olarak genişlemekte ve derinleşmektedir.

Bir sonraki başlık olan “Astrofotonik Nedir?” kısmında, fotoniğin astrofizik ve uzay araştırmalarındaki rolüne ve gelişme sürecini daha derinden inceleyeceğiz.

Bu, fotoniğin geniş bir uygulama yelpazesinde nasıl yer aldığını ve özellikle uzay keşiflerinde nasıl bir etki yarattığını daha detaylı bir şekilde incelememize olanak tanıyacaktır.

Astrofotonik Nedir?

Günümüzde, geniş bir dalga boyu aralığında daha yüksek açısal, spektral ve zamansal çözünürlük talepleri, astronomik enstrümantasyon alanındaki gelişmeleri teşvik etmektedir.

1980’lerden bu yana, zayıf göksel nesneleri gözlemleme ihtiyacı, adaptif optik, robotik konumlandırma ve dedektör teknolojilerinde önemli ilerlemelere yol açmıştır.

30 metre sınıfı gibi son derece büyük teleskopların yeni dönemi, gezegen, yıldız ve galaksi oluşumunu anlamayı, yaşanabilir bölgedeki ötegezegenlerin atmosferlerini karakterize etmeyi, uzak evren köşelerini görüntülemeyi, aktif galaktik çekirdeklerin dinamiklerini yakalamayı ve kara delik fiziğinin gizemini çözmeyi hedeflemektedir. İşte tam da bu noktada optik ve fotonik alanlarının astronomiye entegrasyonuyla “astrofotonik” devreye girmektedir [10].

Özellikle çeyrek asırdır artan bir ivmeyle gelişen astrofotonik teknolojisi, en basit anlatımıyla, teleskoplardan gelen ışığı yönlendiren, şekillendiren ve manipüle eden fotonik bileşenleri içermektedir.

Tarihsel sürecini inceleyecek olursak, astrofotonik uygulamaların ilk örnekleri 1970’lerin sonlarına dayanır. Bu dönemde, tekil optik fiberler teleskop odak düzlemlerini spektrograflara bağlamak için kullanılmıştır.Optik fiberlerin, spektrografların verimliliğini artırmak (örneğin, Multi-Object Spectrograph (MOS) (MEDUSA) veya geniş nesnelerin hiperspektral görüntülerini elde etmek (Integral Field Spectrograph (IFS) gibi (ARGUS) için kullanıldığı görülmüştür [11].

fotonik astrofotonik 3

Şekil-3. Astronomik keşiflerin optik ve fotoniğin ilerlemesiyle karşılaştırılması. (Image Credit: Minardi, Harris & Labadie, 2021)

Telekomünikasyon fotoniğinde kaydedilen olağanüstü gelişmeler ve astrofotonik uygulamalardaki bu ilk başarılı örneklerin ardından, 2000’ler boyunca astronomi camiasında fotoniğe yönelik ilgi ve beklenti gittikçe artmıştır.

Çünkü astrofotoniğin geleneksel “Büyük (Bulk) Optik Enstrümantasyonu”na göre çekici üç avantajı bulunmaktadır;

  • Komponentin boyut ve kütlesinin potansiyel olarak azaltması,
  • Yüksek derecede çoklu cihazları üretebilmesi,
  • Enstrümantasyon performansını büyük ölçüde artırması.

İlk avantaj asıl olarak entegre optiklerde belirgindir; bu teknoloji, ışığı manipüle eden optik cihazları mümkün kılar.

Karmaşık serbest-alan optik düzenekleri, optik fiberlere veya birkaç santimetrekarelik cam yüzeylere kolayca entegre edilebilir ve bu sayede enstrümanın fonksiyonel kısmı son derece kompakt ve hafif hale getirilir. Bu durum özellikle kızılötesi enstrümantasyon ve uzay görevleri için oldukça büyük bir avantajdır.

Ayrıca, entegre cihazların minimize edilmesi ve çoğaltılması kolaylığı, büyük ölçekli astronomik araştırmaları için etkili bir kullanım sağlar. Klasik örneklerden biri, çoklu nesne spektroskopisini mümkün kılan optik fiberlerin kullanımıdır.

Astronomik enstrümantasyon için geliştirilen fotonik cihazları sistematik bir biçimde inceleyebilmek adına astronomik tekniklerine ve fotonik işlevlerine göre aşağıda yer alan Tablo 1’deki gibi sınıflandırabiliriz.

fotonik astrofotonik 4

Tablo.  Astrofotonik teknolojilerin, ana fotonik bileşenlerinin bilimsel amacına (satırlar) ve modsal davranışına (sütunlar) göre sınıflandırılması. (Table Credit: Minardi, Harris & Labadie, 202)

Astrofotonik hakkında temel bilgiyi inşa etmemize yardımcı olan bu karşılaştırmada altı ana astronomik teknik vardır;

  • Spektroskopi,
  • Yüksek açısal çözünürlük,
  • Hiperspektral görüntüleme,
  • Yüksek kontrastlı görüntüleme,
  • Metroloji/kalibrasyon,
  • Tespit geliştirme.

Fotonik işlevler ise ana fotonik komponentin modal içeriğine göre üç kategoriye ayrılır;

  • Tek modlu,
  • Çok modlu,
  • Mod dönüşüm cihazları.

Tek modlu cihazlar arasında tek uzunlamasına modda çalışan lazerler ve tek modlu optik dalga kılavuzları bulunur.

Çok modlu cihazlar ise, birden fazla uzunlamasına mod yayabilen darbeli lazerler ve çok modlu fiberlere dayalı cihazlardır.

Mod dönüşüm cihazları, giriş ve çıkış arasındaki modal dağılımı değiştirir ve hem pasif hem de aktif türleri bulunur.

Örneklerini çalışma prensipleriyle birlikte daha sonra detaylı biçimde inceleyeceğiz, şimdiki amacımız daha çok ana çerçeveyi oluşturmak olduğundan bu yazımızda bu kadarını tartışmış olmamız yeterli olacaktır.

Kısacası, çoğunlukla fiber veya çip tabanlı bu bileşenler, geleneksel büyük optik ekipmanlara göre daha küçük boyutlar, hafiflik ve maliyet avantajları sunar ve çevresel faktörlerin, örneğin sıcaklık değişimlerinin veya titreşimlerin etkilerini azaltarak enstrüman kararlılığını artırır.

Bugün mevcut astrofotonik enstrümantasyonun büyük bir kısmını temsil eden çoklu nesne ve IFS, gökyüzünün geniş ölçekli taramalarını ve galaksilerin kinematik incelemelerini mümkün kılan önemli araçlar haline gelmiştir.

İleri üretim yöntemleri sayesinde karmaşık dalga kılavuzları ve hassas optik etkileşimler mümkün hale gelir.

Henüz birkaç on yıl önce imkansız görünen bu çalışmalar, daha önce ulaşılamayan yeni yetenekleri açmaktadır.

Artık fotonik ve astrofotonik hakkında temel donanıma sahip olduğumuza göre, şimdi aralarındaki ilişkiyi de inceleyerek güçlü bir bilgi köprüsü kurabiliriz ve bir sonraki başlığımızla yolumuza devam edebiliriz.

Fotonik ve Astrofotonik Arasındaki İlişki

Fotonik ve Astrofotonik: Temel Kavramlar

Buraya kadar öğrendiklerimizi en kısa haliyle tanımlayacak olursak: Fotonik, ışığın ve ışık ile maddenin etkileşimini inceleyen bilim dalıdır [12].

Astrofotonik ise, fotoniğin prensiplerinin astronomik gözlemler ve uzay araştırmalarında uygulanmasını içerir [13].

Fotonik ve astrofotonik arasındaki ilişkide de temel olarak fotoniğin; ışığın davranışını ve özelliklerini incelemesiyle başlar ve bu bilgilerin astronomik olayları ve cisimleri anlamada nasıl kullanıldığını açıklar [14].

İki alan arasındaki ilişki, fotoniğin ışığın kuantum düzeyindeki davranışlarını ve özelliklerini incelemesi ile başlar ve bu bilgilerin astronomik nesneler ve olayları anlamada nasıl kullanıldığını ortaya koyar.

Fotonik Teknolojilerin Astrofotoniğe Etkisi

Fotonik teknolojiler, astrofotonikte çeşitli uygulamalar sağlar. Özellikle astronomik gözlemler ve veri toplama süreçlerinde, fotoniğin sunduğu araçlar ve yöntemler hayati öneme sahiptir.

Buna örnek vermek gerekirse; Uzay teleskoplarından bahsedebiliriz. Uzay teleskopları, astrofotonik teknolojilerin en iyi örneklerinden biridir.

Hubble ve James Webb Uzay Teleskopları, fotoniğin prensiplerine dayanarak tasarlanmıştır. Bu teleskoplar, uzak yıldızları, galaksileri ve diğer astronomik nesneleri incelemek için yüksek çözünürlüklü görüntüler elde eder [14].

Bu cihazlar, fotonların farklı dalga boylarında nasıl davrandığını ve bu bilgilerin uzay araştırmalarında nasıl kullanıldığını gösterir. Bu tür uygulamalar, fotoniğin astrofotoniğe olan katkısının somut örnekleridir.

Fotonik Prensiplerin Astrofotonikteki Uygulamaları

Astrofotonik, fotoniğin sunduğu çeşitli teknolojileri kullanarak evrenin daha iyi anlaşılmasını sağlar. Bu teknolojiler, uzaydaki çeşitli olayları ve nesneleri gözlemlemek için geliştirilmiştir.

Örnek olarak Spektroskopiyi verebiliriz. Spektroskopi, ışığın farklı dalga boylarına ayrılması ve bu bilgilerin astronomik nesnelerin kimyasal bileşenlerini ve fiziksel özelliklerini analiz etmek için kullanılmasıdır.

Bu teknik, yıldızların ve galaksilerin spektrumlarını analiz ederek, onların sıcaklıkları, bileşimleri ve hareketleri hakkında bilgi verir [15].

Spektroskopik veriler, evrenin dinamiklerini anlamada ve yeni keşifler yapmada önemli bir araçtır.

Gelişmiş Fotonik Cihazlar ve Astrofotonik Araştırmalar

Fotonik cihazlar, astrofotonik araştırmalarda çeşitli yenilikçi çözümler sunar. Özellikle yüksek hassasiyetli sensörler ve dedektörler, astronomik verilerin toplanmasında kritik rol oynar.

Burada “Astrofotonik” bölümünde değinmiş olduğumuz “Çok Nesneli Görüntüleme” sistemlerinden tekrar söz edebiliriz. Gelişmiş fotonik sensörler, aynı anda birçok astronomik nesneyi görüntülemeyi mümkün kılar.

Bu teknoloji, geniş alanlı gökyüzü taramalarında kullanılır ve yıldızlar, galaksiler ve diğer kozmik nesneleri incelemek için yüksek verimlilik sağlar.

Bu tür cihazlar, gökyüzündeki büyük ölçekli yapıları ve olayları anlamada önemli bir rol oynar.

Yüksek hassasiyetli sensörler ve dedektörler, astronomik verilerin toplanmasında ve analizinde devrim niteliğinde katkılar sağlar.

Astrofotonikte Gelecekteki Yönelimler

Astrofotonik, sürekli olarak gelişen bir alandır ve gelecekte birçok yenilikçi uygulama vaat etmektedir.

Yeni nesil teleskoplar, ışık algılama teknolojileri ve fotonik cihazlar, evrenin daha derinlerine inme potansiyeline sahiptir. Örnek olarak Gelişmiş Teleskop Sistemleri verilebilir.

Gelişmiş teleskop sistemleri, daha yüksek çözünürlük ve hassasiyet sunarak, evrenin daha önce görülmemiş ayrıntılarını ortaya çıkarmayı hedefler.

Bu sistemler, fotoniğin prensiplerini kullanarak, uzak galaksiler ve yıldızlar hakkında daha fazla bilgi edinmemizi sağlar [13] [“Astrophysical Techniques” by C.R. Kitchin]

Bu gelişmeler, astrofotonik ve fotoniğin evreni anlamada ne kadar önemli bir rol oynadığını ve bu alandaki ilerlemelerin bilimsel bilgiye katkısını vurgular.

Fotonik ve astrofotonik arasındaki ilişki, fotoniğin temel prensiplerinin astronomik gözlemler ve uzay araştırmalarında nasıl uygulandığını açıkça gösterir.

Fotonik teknolojilerin astrofotonik üzerindeki etkisi, yüksek çözünürlükte gözlemler ve veri toplama süreçlerinde kritik bir rol oynar.

Spektroskopi ve çok nesneli görüntüleme gibi fotonik prensiplere dayalı uygulamalar, evrenin daha iyi anlaşılmasını sağlar.

Gelecekte, astrofotonikteki yenilikler, fotoniğin sunduğu olanakların genişlemesi ve bilimsel keşiflerin derinleşmesi açısından büyük bir potansiyel taşır.

Bu bağlamda, fotonik ve astrofotonik arasındaki ilişki, modern astronominin temel taşlarını oluşturmaktadır ve bu alanlardaki ilerlemeler, evrenin sırlarını çözmede önemli adımlar atmamızı sağlar.

Bir sonraki yazımızda ASTRON’un misyonuna, Mars’taki fotonik uygulamalarına ve astrofotonik teknolojilerinin gelecekteki uygulama alanlarına değineceğiz.

Yazının bu bölümü veya astrofotonik hakkında görüşleriniz ya da sorularınız için aşağıdaki yorum bölümünü kullanabilirsiniz. Görüşmek üzere!

Beğen  8
İlgim EFETÜRK- Nisa Nur YENER (Ortak Yazar)
Yazar

İlgim EFETÜRK: Fotonik, MoEP Astrofotonik Araştırma Takımı (ASTRON) lideri, Nisa Nur YENER: Gazi Üniversitesi, Fotonik bölümü lisans öğrencisi, ASTRON üyesi ve yazarı. (İlgim EFETÜRK: Photonics, MoEP Astrophotonics Research Team (ASTRON) leader, Nisa Nur YENER: Gazi University, Photonics department undergraduate student, ASTRON member and author.)

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yapılan Yorumlar ( 2 )