Menu

Uzay Görevlerinde CRISPR Teknolojisinin Kullanımı

Giriş

Uzay araştırmaları hem evrenin keşfi hem de bilimsel ve teknolojik sınırların aşılması amacıyla yürütülen önemli bir alandır.

Özellikle uzun süreli uzay görevlerinde astronotların maruz kalabileceği genetik risklerin anlaşılması, çevresel izleme gibi alanlarda yeni teknolojik yaklaşımların geliştirilmesi ve etkin bir biçimde yönetilmesi büyük önem taşımaktadır.

Bu konuda genetik düzenleme alanında devrim niteliğinde bir araç olarak öne çıkan CRISPR-Cas teknolojisi önemli bir rol oynayacaktır. CRISPR-Cas sistemleri, uzayda çeşitli uygulamalar için büyük potansiyel taşımaktadır.

CRISPR-Cas Teknolojisi

CRISPR-Cas teknolojisi, bakterilerde doğal olarak bulunan bir bağışıklık sistemi mekanizmasıdır. Bu sistem bakterilerin virüslere karşı savunma mekanizmasını oluşturur ve virüslerin DNA’sını keserek enfeksiyonu engeller.

Bu sistemler spesifik hedef bölgelerdeki DNA veya RNA’yı kesmek ve düzenlemek için Cas proteini kullanır. Cas9, Cas12 ve Cas13 bu proteinlerin en popüleri olanlardır.

Bilim insanları bu doğal sistemin adaptasyonunu insan hücrelerine ve diğer organizmalara uygulayarak genetik materyal üzerinde hassas değişiklikler yapabilme yeteneği kazandılar.

Bu teknoloji laboratuvar ortamında olduğu gibi uzayda da adapte edilebilmek üzere çalışmalara konu olmuştur. Bu sayede hastalıkların tedavisinden şimdi bahsedeceğimiz uzay uygulamalamalarına kadar çeşitli alanlarda uygulamalar mümkün hale gelmiştir.

CRISPR CAS IMMUNE FIG

Figür-1. CRISPR-Cas edinilmiş bağışıklık sisteminin süreci. DNA, RNA cas9, cas12, cas13 (Image Credit: Ishino et al., 2018)

Uzay Araştırmalarında CRISPR-Cas Teknolojisinin Tarihi ve Gelişimi

CRISPR-Cas teknolojisinin uzay araştırmalarında kullanımı, 2010’lu yılların başlarından itibaren hızla artmıştır. Özellikle Uluslararası Uzay İstasyonu‘nda gerçekleştirilen çalışmalar bu teknolojinin uzaydaki potansiyelini göstermiştir.

Son dönemlerde yapılan birçok araştırma sonucu polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ve nanopor dizileme çalışmalarının Uluslararası Uzay İstasyonu’nda başarılı bir şekilde çalıştığı gözlemlenmiştir.

ESA astronotu Tim Peake’in 2016’da miniPCR cihazı kullanarak DNA çoğaltma işlemi gerçekleştirmesi ve NASA astronotu Kate Rubin’in aynı yıl MinION cihazı ile DNA dizilemesi yapması bu alandaki önemli adımlardan sadece birkaçıdır.

Düşük Yerçekiminde CRISPR Teknolojisinin Uygulamaları

Düşük yerçekimi ortamında yapılan çalışmalar, CRISPR tabanlı teknolojilerin direncini ve etkinliğini değerlendirmiştir.

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda  gerçekleştirilen deneyler, Cas12a sisteminin kullanımıyla genetik teşhislerin düşük yerçekimi koşullarında güvenilir bir şekilde yapılabilmesini sağlamıştır.

Bu deneyler, E. coli, Saccharomyces cerevisiae ve Bactrocera zonata gibi organizmalar üzerinde yapılmış ve CRISPR-Cas12a’nın hedef DNA’yı hassas bir şekilde tespit edebildiği gösterilmiştir.

Ayrıca, uzun süreli depolama sonrasında bile reaksiyon direncinin korunduğu belirlenmiştir bu da uzay görevlerinde uzun süreli kullanım için önemli bir faktördür. (Alon et al., 2023)

belemir780365 1

Figür-2. Keşif yöntemi genel bakış ve protokol akışı. (Image Credit: Alon et al., 2023)

Düşük yerçekimi koşullarında CRISPR kullanımının bir başka önemli örneği ise DNA onarım mekanizmalarının araştırılmasıdır.

Uzayda maruz kalınan radyasyon gibi çevresel faktörlerin DNA üzerindeki etkileri incelenmiş ve T4 DNA ligaz enzimi kullanılarak tamir edilen DNA’nın aktivitesi değerlendirilmiştir.

Bu çalışmalar, düşük yerçekiminin DNA onarım mekanizmaları üzerinde doğrudan bir etkisinin olmadığını göstermiş ancak radyasyon gibi diğer faktörlerle etkileşimlerin daha detaylı olarak ele alınması gerektiğini vurgulamıştır. (Stahl-Rommel, Li, et al., 2021; Takahashi et al., 2000)

Uzay Görevlerinde Genetik Teşhis ve Sağlık

Uzay görevlerinde genetik teşhis ve sağlık takibi astronotların uzay ortamında karşılaşabileceği riskleri belirlemek ve yönetmek için hayati önem taşır.

Uluslararası Uzay İstasyonunda geliştirilen dizileme yöntemi, mikrobiyal izleme süreçlerinde önemli bir ilerleme sağlamış ve geleneksel yöntemlerin ötesine geçmiştir. Bu yöntem nanopor tabanlı MinION ve miniPCR teknolojilerini birleştirilip kullanılması ile uzayda gerçek zamanlı mikrobiyal karakterizasyon imkanı sağlanmıştır.

Bu çalışmanın başarısı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda canlı hücrelerin dönüşümü ve CRISPR/Cas9 genom düzenleme işlemlerinin ilk kez başarıyla gerçekleştirilmiş olmasıdır.

ISS’deki deneyler dizileme yönteminin mikrobiyal izleme için uygunluğunu ve gelecekteki uzay görevlerinde insan sağlığının izlenmesine nasıl katkı sağlayabileceğini göstermiştir. (Stahl-Rommel, Jain, et al., 2021)

Uzayda CRISPR-Cas Teknolojisinin Geleceği

CRISPR-Cas teknolojisinin uzay çalışmalarında kullanımı genetik bilginin manipülasyonunu mümkün kılarak gelecekteki uzay görevlerinin başarısı için kritik önem taşımaktadır.

Bu teknoloji, uzaydaki genetik teşhislerin ve biyolojik çalışmaların ilerlemesine öncülük ederek insan sağlığını ve uzay keşiflerini ileriye taşıyabilir.

Özellikle düşük yerçekimi koşullarında yapılan çalışmaların sonuçları, bu teknolojilerin uzayda güvenle kullanılabileceğini ve uzay araştırmalarının sınırlarını genişletmekte ve gelecekte daha fazla keşif ve bilimsel ilerlemenin kapılarını aralayacaktır.

Kaynakça

  • Alon, D. M., Mittelman, K., Stibbe, E., Countryman, S., Stodieck, L., Doraisingam, S., Leal Martin, D. M., Hamo, E. R., Pines, G., & Burstein, D. (2023). CRISPR-based genetic diagnostics in microgravity. Biosensors and Bioelectronics, 237. https://doi.org/10.1016/j.bios.2023.115479
  • Knott, G. J., & Doudna, J. A. (2018). CRISPR-Cas guides the future of genetic engineering. In Science (Vol. 361, Issue 6405). https://doi.org/10.1126/science.aat5011
  • Stahl-Rommel, S., Jain, M., Nguyen, H. N., Arnold, R. R., Aunon-Chancellor, S. M., Sharp, G. M., Castro, C. L., John, K. K., Juul, S., Turner, D. J., Stoddart, D., Paten, B., Akeson, M., Burton, A. S., & Castro-Wallace, S. L. (2021). Real-time culture-independent microbial profiling onboard the international space station using nanopore sequencing. Genes, 12(1). https://doi.org/10.3390/genes12010106
  • Stahl-Rommel, S., Li, D., Sung, M., Li, R., Vijayakumar, A., Atabay, K. D., Guy Bushkin, G., Castro, C. L., Foley, K. D., Scott Copeland, D., Castro-Wallace, S. L., Saavedra, E. A., Gleason, E. J., & Kraves, S. (2021). A CRISPR-based assay for the study of eukaryotic DNA repair onboard the International Space Station. PLoS ONE, 16(6 June). https://doi.org/10.1371/journal.pone.0253403
  • Takahashi, A., Ohnishi, K., Takahashi, S., Masukawa, M., Sekikawa, K., Amano, T., Nakano, T., Nagaoka, S., & Ohnishi, T. (2000). The effects of microgravity on ligase activity in the repair of DNA double-strand breaks. International Journal of Radiation Biology, 76(6). https://doi.org/10.1080/09553000050028931 
Beğen  7
Belemir COŞDU
Yazar

Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü lisans öğrencisi, MoEP MSRT/CRISPR Research Team (CRT) üyesi ve yazarı. (Undergraduate student of Konya Food and Agriculture University, Department of Molecular Biology and Genetics, member and author of MoEP MSRT/CRISPR Research Team (CRT))

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yapılan Yorum (1)