Yağmur İle Gezegenler
Masalcı: Yağmur UZKAŞ, Kayseri, 8 yaş.
Evvel zaman içinde,
Yağmur gezegenler peşinde,
Çocuklar oyun oynarken,
Yağmur uzay derdinde,
Güneş sistemini çalışırken,
Gezegenleri öğrenirken,
Bir uzay masalı okurken,
Astronotlar çoğalırken,
Bende yazdım bir masal,
Okudukça bilgi kazan.
“Yağmur” adında meraklı mı meraklı, araştırmayı, hayal kurmayı ve soru sormayı seven sekiz yaşında bir çocuk varmış. Sürekli bir şeyler araştırıp not almayı çok severmiş. Günün birinde gezegenler hakkında araştırma yapmaya karar vermiş. Gezegenler hakkında bilgisi varmış ama gezegenler hakkında daha da çok şeyler öğrenmek istiyormuş. Başlamış araştırmaya…
Tam o sırada altı yaşında olan kardeşi “Halil” yanına gelmiş. Yağmur ise kardeşine “gezegenler ile ilgili bilgiler topluyorum, gel sen de otur yanıma” demiş…
Halil ise “abla sana bir sorum olacak, başlamadan sorumu cevaplar misin?” demiş.
Yağmur “tabi ki cevaplarım hadi sor bakalım” demiş.
“Abla astronot kime denir? Astronotlar neler yapar?”
“Astronot, uzay insanı… uzay çalışmalarına katılmak amacı ile eğitilmiş olan, insanlı uzay araştırmalarında görev yapan kişilere denir.”
Halil hemen heyecanla “ya diğer sorum, astronotlar neler yapar?” diye ablasının cevap vermesini beklemeden tekrar sormuş.
“Dur acele etme, anlatacağım” demiş ablası ve başlamış anlatmaya… “Astronotlar uzayda araştırmalar yapar, uzay hakkında bilgiler toplar, uzaydan ve gidilen gezegenlerden örnekler toplayarak Dünyaya getirir, uzayda hayat olup olmadığını araştırır, uzay şartlarını inceleyip bilimsel araştırmalar yaparlar” diyerek sözünü bitirmiş.
Halil; “Vay canına çok heyecanlı.”
“Halil biliyor musun, ben astronot olmayı çok istiyorum. Her zaman astronot olduğumu hayal ediyorum. Düşünsene astronot olduğumu, uzaya gittiğimi, gezegenleri gezdiğimi…” demiş.
Halil gülümseyerek “abla belki de olursun astronot. O zaman beni de götürür müsün uzaya? Gezer miyiz gezegenleri?” diye sormuş.
Ablası “gel seninle astronot olduğumuzu hayal edip, gezegenleri gezelim” demiş kardeşine.
Halil buna çok sevinmiş ve başlamışlar hayal kurmaya…
“Bir…iki…üç…başlıyoruz” demiş Yağmur;
Özel kıyafetlerini giyip daha önce maketini yaptığı uzay mekiğini alarak bulutların üzerine havalandı ve atmosferinde içinden geçerek uzayın derinliklerine ulaştılar. Özel kıyafetleri sayesinde uzayı gezmeye başladılar…
Halil “Gezegenler” dedi.
Yağmur “Hadi başlayalım, gezegenleri dolaşmaya Halil sıkı tutun” demiş. Halil heyecanlanmış ve sevinçten zıplamaya başlamıştı.
Yağmur “Güneş Sistemi’nde sekiz tane gezegen var demiş. Güneş’e olan yakınlığına göre başlamış saymaya. Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün. Merkür Güneş’e en yakın olan gezegendir. Güneş Sistemi’ndeki en küçük ve en hızlı gezegendir. Koyu gri rengindedir. Merkür’ün yüzeyinde, Ay’ında yüzeyinde olduğu gibi bir çok krater vardır.”
Halil “krater nedir ki abla?” diye sormuş.
Yağmur “Gök cisimlerinden kopan parçaların, gezegenin yüzeyine sert çarpmalar sonucu lavlar ile oluşuyor. Bu çukurlara da krater deniyor. Güneş’e en yakın ikinci gezegenimiz Venüs’e geçelim. Venüs, Güneş’e Merkür’den daha uzak olduğu halde, Güneş Sistemi’ndeki en sıcak gezegendir. Diğer gezegenlerin aksine Venüs ters yönde döner. Ayrıca diğer gezegenlere göre daha parlaktır.
Venüs hem Güneş’in etrafında hem de kendi etrafında dönüyor. Bu yüzden Dünya’mıza benzetiliyor. Ama kendi etrafında ki dönüşü daha yavaş. Güneş’in etrafında ki dönüşü daha hızlı. Bu yüzden Venüs te bir gün, bir yıldan daha uzundur. Sarı ve turuncu rengindedir.
Şimdide Güneş’e en yakın üçüncü gezegenimiz Dünya’ya geçelim. Dünya’nın bir tane uydusu vardır ve ismi de Ay’dır. Dünya’mız kutuplardan basık ve ekvatordan şişkin bir yapıya sahiptir. Yani elips şeklindedir ve mavi renktedir.
Güneş’e en yakın dördüncü gezegenimiz ise Mars’tır. Mars, adını (sözde) antik Roma savaş tanrısı Mars ten almıştır. Üzerindeki demir oksitten dolayı kızılımsı bir rengi vardır, bu yüzden kızıl gezegen de denir. Güneş Sistemi’nde bilinen en yüksek dağ Olympus Mons da Mars gezegenindedir.”
Yağmur heyecanla dinleyen Halil’e sordu;
“Halil sıkıldın mı? Kalan gezegenlerimizi de daha sonra anlatabilirim”
Halil de “hayır abla sıkılmadım, devam edelim” demiş.
Yağmur da biraz ara verelim diye düşünerek Halil’e bir bilmece sormaya karar vermiş. “Halil sana bir bilmece soracağım” demiş.
Halil ise çok sevinmiş ve hemen “haydi abla sorsana” demiş.
Yağmur “Sıcaktır çay değil, kızıldır saç değil”
Halil düşünmeye başlamış… ama bulamamış. Ablasından yardımcı olmasını istemiş…
Yağmur da Güneş’e en yakın dördüncü gezegenimiz diyerek yardımcı olmuş. Halil hemen “Mars… Mars…” diye bağırmış. Yağmur da “aferin sana Halil bilmecenin cevabını nasıl da bildin” demiş ve beraber gülmüşler.
O sırada annesi seslenmiş;
“Çocuklar biraz ara verin, yemek hazır. Haydi gelin de yemek yiyelim” demiş. Ama Halil gitmek istememiş. Diğer gezegenler hakkında da konuşmaya devam etmek istemiş. Yağmur da Halil’e “olmaz gitmemiz lazım” demiş ve devam etmiş. “Biz her zaman akşam yemeğini ailece yiyoruz. Bugün de bu kurala uymamız lazım. Annem babam ve küçük kardeşimle birlikte sofraya oturup yemek yememiz lazım” demiş. Sonra Halil’e “Güneş’e en yakın beşinci gezegenimiz Jüpiter, altıncı gezegenimiz Satürn, yedinci gezegenimiz Uranüs ve sekizinci gezegenimiz Neptün’ü de yarın anlatayım” demiş.
Halil çok mutlu olmuş, ablasına sarılarak teşekkür etmiş ve heyecanlı bir şekilde iyi ki varsın abla, bugün öğrendiklerim için çok mutlu oldum demiş. Sonra da koşar adımlar ile biran önce yarın olsun diye bağırarak yemek yemeye gitmişler…
Masalımı ben yazdım,
Okuyana bilgi olsun,
Sizde hayal kurun,
Yüzünüz hep gülsün.
Yağmur; harika olmuş,tebrik ederim.
Harika olmuş.
Çok güzel anlatmışsın gezegenleri… Devamını da istiyoruz. İkinci bir masal daha.
Yağmur; masalın çok güzel olmuş tebrik ederim.