Başarı Hayallerle Başlar

Masalcı: Zeynep YILDIZ, Kayseri , 8 yaş.

Sarmış küçük kalbini,
Sonsuz uzay merakı,
Hayallerdir aslında,
Her şeyin başlangıcı…

Evvel zaman içinde, uzay masal içinde, insanlar yeryüzünde, çocuklar hayal gücünde öyle güzel düşler kurarlarmış ki; bu düşler küçük Dünyalarına yıldızlar gibi parlak ışıklar saçarmış.

Böyle güzel düşler kuran, gözleri yıldızlar gibi parlayan “Ufuk” adında bir çocuk varmış. Ufuk, çok zeki bir çocukmuş. Duyduğu şeyleri unutmaz, merak eder ve araştırırmış.

Onun hayallerinin, araştırmalarının konusu çoğu zaman uçsuz bucaksız olan uzay, gezegenler, astronotlar ve yıldızlarmış. Ufuk, sekiz yaşındaymış ama küçüklüğünden beri yıldızları seyredermiş. Ayrıca;

Yıldızların üzerimize düşmeden, nasıl parlak böyle parlak durabildiğini,
Mars’ın nasıl olur da bu kadar kızıl ve etkileyici olabildiği,
Neden roketlerin altı-yedi aydan önce Mars’a ulaşamadığını,
Astronotlar uzaydan geldiklerinde, neden vücutlarında değişmeler olduğu gibi konuları hep merak edermiş…

Okulda ve yaptığı araştırmalarında, bütün bunlarla ilgili bilgiler topluyordu ama ona göre bu bilgilerin daha da fazlası olmalıydı.

En çok yapmaktan hoşlandığı şeylerden biri de babasına yaptırmış olduğu aylı yıldızlı parlayan odasının tavanına bakarak kendini uzaydaymış gibi hayal ederek uykuya dalmakmış.

Annesi ve babası Ufuk’un bu merakını bildikleri için Ufuk odasına gidince onun hayallerini bölecek hiç bir ses çıkarmazlarmış ama bazen de kendi aralarında konuşurlarmış “bu yaşında bu kadar uzay merakı ona fazla mı acaba?” Sonra da “oğlumuz mutlu ve hevesli, engel olmayalım” derler, günler böyle geçip gidermiş.

Bir gün okulunda “Uzay Bilim Merkezi”ne bir gezi düzenlemiş. Ufuk çok heyecanlıymış, içi içine sığmıyormuş, sabahı zor etmiş. Sabah erkenden uyanmış iyi bir kahvaltı yapmış.

Serbest kıyafet giyecekleri için kendisi de Mars’ı çok sevdiğinden babasının doğum günü hediyesi olan Mars baskılı tişörtünü giymiş ve artık geziye hazırmış, hemen okula gitmiş.

Bilim Merkezi’nin okula uzaklığı yarım saatlik yolmuş ve göz açıp kapayıncaya kadar yetişmişler. Öğretmenleri ve bir görevli eşliğinde kocaman olan Bilim Merkezi’ni gezmeye başlamışlar.

Ufuk her yeri dikkatlice inceliyor ve sorular soruyormuş. Gezegen, roket maketleri, uzayı andıran eşsiz Samanyolu görüntüsü onu çok etkilemiş. Artık uzaya merakı daha da artmış ve içinden “bir an önce büyüsem keşke” diye geçirmiş.

O sırada gezmeye devam ederlerken Mars maketinin yanında bir kalabalık görmüşler. Öğretmenleri ve arkadaşları ile yaklaşmışlar. Kalabalıktaki çocuklar birbirine soru soruyor, fotoğraf çekiniyorlarmış. Kalabalığın arasına girmişler.

“Aman Allah’ım! O da ne?” karşısında bir astronot kıyafeti giymiş bir kişi duruyormuş, çok heyecanlanmışlar. Ufuk iyice yanına sokulmuş ve “astronot kıyafetli kişi orada çalışan bir görevli miydi?” diye merak etmiş.

Heyecanlı bir sesle; “Merhaba efendim, siz kimsiniz?” demiş.

Ufuk’un görevli sandığı kişi de “Merhaba senin adın ne?” diye cevap vermiş.

Hemen “Ufuk efendim” demiş.

“Ne sormak istersin Ufuk?” demiş.

Ufuk soruları sıralamış;

“Neden bu kıyafeti giydiniz ve siz kimsiniz?” diye tekrar sormuş.

Görevli “ben emekli bir astronotum, burayı gezmeye gelenlere uzayı anlatıyorum” demiş.

Herkes “vayyy!” diye şaşırmış. Ufuk hemen hayallerinden, uzay gemilerinden, Mars’ın Dünya’ya uzaklığını gibi merak ettiği soruları sormuş ve bütün soruların cevabını almış ama astronota da çok özenmiş.

Zaman hızla akıp gitmiş ve dönüş vakti gelmiş. Oradaki herkese teşekkür edip, astronot ile fotoğraflar çekinip oradan ayrılmışlar.

Ufuk arabada bugün yaşadıklarının unutulmaz bir anı olduğunu düşünürken, artık kendinden daha eminmiş. Gelecekte uzay ile ilgili araştırmalar yapan, o muhteşem kızıl gezegene gitmek için çabalayan bir bilim insanı olacakmış.

Mutluymuş çünkü ailesi onun bu merakının her zaman destekçisiymiş. Çok çalışıp hayallerini gerçekleştireceğine emin bir şekilde evine dönmüş.

Resmine baktığım,
Hep merak ettiğim,
Kızıl ötesi gördüğüm,
Mars’tır o Mars !

Mars Masalları Serisi’ne Dön