Giriş
Günümüzde de aynı geçmişte olduğu gibi uzay ortamındaki üstünlük yarışı hızla devam etmektedir. Ülkeleri bu yarışta bir adım ileri taşıyan bir konu da Ay ve Ay kolonileşmesidir. Bunun için ülkeler birçok çalışma yapmaktadır.
Örneğin 2024 yılında Ay toprağının Çin aracı olan CHANG’E 6 ile birlikte Dünya’ya getirilerek incelenmesi ve Türkiye’nin 2028 yılında göndereceği planlanan Ay roverında Ay toprağı içerisindeki “olivine” gibi minerallerin yoğunluğunun incelenecek olması gibi. Bu yazı ile birlikte, Ay toprağını ve Ay tozunun neden bu kadar önem arz ediyor olduğunu ele alacağız.
Ay Toprağının Kökeni ve Özellikleri
Regolit, Yunancada kaya örtüsü anlamına gelir ve kısaca toprak diye de adlandırabiliriz. Ay, Dünyamızdaki gibi bir toprağa sahiptir. Ay toprağı, yani regolitler, meteoritlerin Ay’a çarpması sonucu yüzeydeki kayaların farklı boyutlarda parçalanmasıyla oluşmuştur.
Bu irili ufaklı parçalar, Ay yüzeyindeki toprağı oluşturur ve birkaç türden oluşur. Bunlar düzenli cam parçaları, düzensiz cam parçaları, aglutinatlar, unshocked kristal kaya parçaları, unshocked mineral parçaları, shocked kaya parçaları ve shocked mineral parçalarıdır.
Bu parçalar Ay üzerindeki toprağı oluşturmaktadırlar. unshocked mineral ve kaya parçaları, yüksek basınca uğramamış doğal yollarla (volkanik faaliyetler gibi) oluşmuş parçalardır.
Shocked mineral ve kaya parçaları ise yüksek basınç altında, şiddetli darbeler sonucu oluşmuş parçalardır. Meteorit çarpışmaları gibi olaylar sonucuyla oluşmaktadırlar. Bu parçaların, Ay toprağının, içerdiği elementleri ayrı bir başlık altında inceleyeceğiz.
Dünya gibi Ay da katmanlı bir yapıya sahiptir. En üstteki kaya katmanının üzerinde bulunan toprak, Ay’ın yüzeyinde bir katman ve kalınlık oluşturur. Toprağın kalınlığı da bölgeden bölgeye değişmektedir.
Ay’da Mare bölgelerde 5 ile 15 metre arasında yani yaklaşik 8 metre kalınlığında, mare dışı bölgelerde ise kalınlık belirli bir seviyede değildir ve genel olarak 8,5 ile 12,2 metre arasinda değişiklik göstermektedir.
Ayrıca Toprağın boyutları da yine bölgeye göre farklılık göstermektedir.Bunun sebepleri oluşum evresinde mikrometeoritik erozyon, meteorit çarpması sonucu erime-aglütinasyon ve güneş rüzgarları gibi etkenlere maruz kalmasıdır.
Dünya Toprağı ve Ay Toprağı Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar
Her ne kadar farklı yapılar olsa da Dünya ve Ay toprağı arasında bazı benzerlik ve farklılıklar bulunmaktadır. Benzerliklerinden biri, topraktaki oksijen elementinin oldukça yüksek oranda bulunmasıdır; ayrıca her iki toprak da silikat gibi benzer mineralleri içerir.
Her ne kadar içerisindeki elementler ve mineraller benzese de Dünya toprağı içerisinde organik maddeler ve mikroorganizmalar barındırmaktadır. Bu onu bitkiler gibi canlı yaşamı için uygun ve verimli yapmaktadır.
Ay toprağı ise organik maddeler içermez ve canlı yaşamı için yeterli verimliliğe sahip değildir. Ay toprağı oluşum ve şekil olarak da Dünyamızdaki topraktan farklıdır. Çünkü Ay toprağının oluşum süreci meteoritlerin çarpması ile meydana gelir.
Toprağın şekli düzensizdir ve sivri uçlara sahiptir. Ay’da atmosfer bulunmadığından da herhangi bir doğal aktivite, olay yoktur. Bu da şeklinin korunmasına ve ilk oluştuğu gibi kalmasına sebep olur.
Dünya’da ise bu durum farklıdır. Toprak doğa olaylarının bir eseridir. Bu doğa olayları (rüzgar, suyun toprağı erozyona uğratması gibi) toprağı şekillendirir ve sivriliğini kaybetmesine sebep olur.
Ay Toprağının Bileşimi
Ay toprağı hakkındaki ilk laboratuvar ortamında inceleme Apollo 11’in getirdiği örnekler ile yapılmıştır. Sonrasında araştırmalar devam etmiş ve Apollo 11’den günümüze kadar getirilen farklı bölgelerdeki tüm örneklerin kimyasal analizi çıkarılmıştır.
Bu analizlerde Ay toprağında birçok element tespit edilmiştir bu elementler içerisinde toprağı oluşturan ana ve diğer (Ay’daki yoğunluğu az olan) elementler vardır. Ana elementler başlıca;
- Oksijen (O),
- Silisyum (Si),
- Titanyum (Ti),
- Toryum (Th),
- Kalsiyum (Ca),
- Demir (Fe),
- Magnezyum (Mg),
Diğer elementler ise;
- Sodyum (Na),
- Potasyum (K),
- Fosfor (P),
- Manganezdir (Mn) ‘dir.
Elementler toprakta farklı şekilde bulunmaktadır. Örneğin oksit olarak (SiO2, FeO, MgO vb) veya oksidasyon durumda (Mn+2, Fe+2) olivin, piroksen gibi minerallerin içerisinde bulunabilmektedir. Ay üzerinde bu elementlerin yoğunluğu ve varlığı bölgeden bölgeye değişiklik göstermektedir.
Ay Toprağının Uzay Görevlerindeki Önemi/Potansiyeli
Günümüzde de eskiden de Ay toprağı (regolit) hep merak konusu olmuştur. Bir çok devlet regolit üstünde araştırmalar yapmış ve yapmaktadır.
Peki, neden regolit bu kadar önemli ve değerlidir? Bunun cevabını birkaç madde halinde açıklayabiliriz.
- Ay toprağı yapısı bizlere Ay’ın oluşumu ya da yaşadığı olaylar (meteor çarpması gibi) hakkında bilgi verebilir.
- Ay toprağı ayın yüzeyinde Ay kaya katmanının üstünde bulunur ve yapıları birbiriyle ilişkilidir. Bu da bizlere Ay’ın katmanlarının yapısı hakkında bilgi verebilir. – Ay’da atmosfer olmamasından dolayı yüzeyi Güneş’e doğrudan maruz kalmaktadır ve bu da yapısında bazı değişikliklere sebep olduğu düşünülmektedir. Ay üzerinden alınan numunelerin incelenmesi ile Güneşin geçmişi (geçmiş Güneş patlamaları gibi) hakkında da birkaç bilgi edinebilirsiniz.
- Ay Güneş sistemimizde en yakın gezegen olmasından dolayı toprağı hakkında büyük bir data toplanabilir ve bu data ile diğer gezegenlerin pedolojisini araştırdığımızda gezegenlerin toprağını karakterize edebiliriz.
- Ay toprağındaki maddeler de gelecekte Ay kolonileşmesinde kullanılabilir.
Ay Toprağının Kullanım Alanları
Kolonileşmek, uzay ticareti ya da turizmi için Ay gibi bize yakın gezegen ve uydularda birçok yapı inşaa etmeliyiz. Bunun için bir çok yapı maddesine ve araçlara ihtiyaç duymaktayız.
Oldukça maliyetli olan bu gelişmeler için uzay ajansları ve birçok üniversite bunları gerçekleştirmenin hem daha kolay hem de daha uygun fiyatlarla yapmanın yolunu bulmaya çalışmaktadırlar. Bu başlığımızda Ay üzerinde yapılabilecek Madencilik, kolonileşme ve tarım hakkında tartışacağız.
Ay’da Madencilik
Dünya üzerinde yaşamımızın bir parçası olan birçok araç, bina, alet yapımında kullandığımız değerli madenler bulunmaktadır.
Ancak bunlar dünyada belirli bir miktarda bulunmakta ve zamanla tükenmektedir. Bu da bizleri uzay da madencilik yapmaya itmektedir.
Ancak uzayda madencilik yapmak oldukça masraflıdır. Bu masrafı en aza indirmek için de Güneş sistemimizdeki dünyamıza yakın olan Ay’ı kullanmak, oradan belirli madenleri çıkarmak çok daha olasıdır.
Ay üzerindeki demir, toryum gibi elementlerin çıkarılması hem yapı inşaa etmek için hem enerji üretimi için çok değerlidir.
Ay’da Kolonileşmek
İnsanlık için kolonileşmek gelecek yaşam ve teknoloji için oldukça önemlidir. Bu yolda keşfedebileceğimiz birçok şey bulunmaktadır. Ayrıca kolonileşmek uzayda yaşam kurabilmemizin ikinci adımıdır.
Devletler de bunun için çalışmaktadır ve ilk olarak yine konumundan dolayı Ay kolonileşmenin ilk evresi olarak görülmektedir. Ancak Koloni kurmak için Ay üzerinde insan yaşamına uygun yapılar inşaa etmek oldukça zordur.
Dünyamızdaki gibi yapı malzemelerini kullanmak Ay şartlarında işe yaramamaktadır ve Dünya’dan Ay’a bu malzemeleri taşımak oldukça zordur. Bu da bizi Ay üzerindeki kaynaklara yönlendirmektedir. Ay toprağından elde edebileceğimiz maddeler (demir gibi metaller) kolonileşmekte kullanılabilir.
Ay Toprağıyla Tarım
İnsanlar hem etçil hem otçul canlılardır ve yaşamlarını sürdürebilmek için devamlı olarak beslenmeleri gerekir. Beslenmek ve sağlıklı bir yaşama sahip olmak için topraktan yetiştirdiğimiz meyveleri ve bitkileri kullanmaktayız.
Uzay da ise böyle bir imkanımız yok. Çünkü Dünya dışında bitki yetiştirebileceğimiz uygun koşullara sahip bir gezegen henüz yoktur.
Fakat insanlık uzaya çıktıkça ve kolonileşme fikrini benimsedikçe, uzayda ya da başka bir gezegende kendi bitkilerimizi yetiştirebilecek koşulları yaratmamız gerekecektir.
Çünkü devamlı olarak dünyadan besin getirmek hem masraflı hem de oldukça zordur. Ayrıca bir gezegen üzerinde bitki yetiştirebilmek kolonileşmenin ve o gezegenin insan yaşamına uygun hale gelmesinin bir parçasıdır.
Uzayda Tarım için başlayabileceğimiz ve iyi yer ise Ay’dır. Bunun sebepleri hem yakınlığından, toprağı hakkında birçok bilgiye sahip olmamızdan hem de laboratuvar ortamında Ay toprağını simüle edebildiğimizdendir. Ancak bazı zorlukları vardır.
Bunlar Ay toprağı verimsiz ve Ay koşulları bitki yetiştirmek için yetersiz olmasıdır. Bu zorlukları aşmak için içeriği zengin gübreler gibi toprağın verimini arttıracak kaynaklar ve bitki büyümesine uygun ortam koşulları oluşturmak için araştırmalar ve çalışmalar hala devam etmektedir.
MoEP içerisinde bazı takımlarımız da bu konu hakkında, yani Ay toprağı gibi verimsiz topraklarda, çalışmakta ya da Ay gibi zorlu şartlar altında bitki üretimi hakkında araştırmalar yapmaktadır.
Ay Gençlerimizin Projeleri
Makalemizin bu kısmında ise sizlere bu çalışmalardan birini yürüten takımınızı anlatmak istiyoruz. MoEP bünyesinde K12 Öğrenci Uzay Girişimi Takımı (K12T) ve 78-1 Okul İstasyonu koordinatörünün danışmanlığında;
TÜBİTAK 2204-B Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması Türkiye finali teşvik ödülünü kazanmışlardır. Yürütlen bu çalışma NASA & Fairchild Tropical Botanic Garden işbirliğinde Growing Beyond Earth Projesi kapsamında alt proje çalışması olarak geliştirimiştir. Growing Beyond Earth Öğrenci Araştırmaları Sempozyumuna da katılan proje ekibi akademik literatüre katkı nedeniyle mansiyon ödülü kazanmıştır.
Bu proje içerisinde bitki atıklarından üretilmiş polimer gübre numunelerini; İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi, Mühendislik Bilimleri bölümünden Beşeri ve İktisadi Coğrafya uzmanı Doç.Dr. Cengiz KAHRAMAN ve Polimer ve Organik Sentez uzmanı Doç.Dr. Gökhan Çaylı tarafından üretilmiş ve destekleri ile proje içerisinde kullanılmıştır. Proje inorganik verimsiz bir toprakta polimer gübreleri deneyerek gübrelerin bitki üretimindeki etkileri test edilmiştir.
Bu projedeki gibi gübre kullanımı ileride gezegenler arası tarımda kullanılabilir ve insanlığı Dünya dışı tarımda ileri seviyeye taşıyabilir. Bu nedenle bu alandaki araştırmalar geleceğimiz için oldukça önemlidir.
Ay Tozu : Ay Yüzeyinin İlginç ve Tehlikeli Yapısı
Ay, Dünya’nın tek doğal uydusu olarak uzun yıllardır insanlığın ilgisini çekmiştir. Ayrıca bu merak sonrası Ay’a yapılan misyonlar bize Ay’ın yüzeyinde bulunan ve regolitin bir parçası olan ince, toz benzeri bir maddeyi daha yakından inceleme fırsatı vermiştir.
Bu toz, Ay keşiflerinde hem bir ilgi odağı hem de bir zorluk kaynağı olmuştur. Şimdi de sizlere Ay tozu hakkında ilginç bilgiler ve bu gizemli maddenin önemini ortaya koyan bazı detayları paylaşacağız.
Ay Tozunun Kökeni ve Özellikleri
Ay tozu, Ay yüzeyine meteoritlerin çarpmasından meydana gelen patlamalar sonucunda oluşan ince parçacıklardan oluşur. Bu parçacıklar, milyarlarca yıl süren bu çarpışmaların bir sonucudur ve bu nedenle oldukça eski ve aşındırıcıdır.
Önceki başlıklarımızda regolit hakkında bahsettiğimiz gibi Ay yüzeyinde atmosferin olmaması, tozun rüzgar veya su tarafından aşındırılamaması anlamına gelir, bu da tozun keskin ve oldukça tehlikeli hale getirir.
Ay tozu, silikat minerallerden oluşur ve genel olarak 70 Mikrometre boyutlarındadır ve bazı parçacıklar nanometre ölçeğinde cam benzeri yapılara sahiptir. Gözle göremeyeceğimiz parçaları ise ortalama 100 Mikrometre kadar küçük bir boyuttadırlar.
Ay tozu o kadar ince ve keskindir ki, astronotların uzay giysilerine, aletlerine ve araçlarına zarar verebilir.
Apollo görevleri sırasında astronotlar, Ay tozunun ekipmanlara ve özellikle de uzay giysilerinin bağlantı noktalarına ciddi zarar verdiğini bildirmişlerdir.
Toz, yapışkan bir yapıdadır ve elektrostatik yüklenme nedeniyle her yere yapışabilir. Bu özelliği Ay tozunun zorluklarından biridir.
Ay Tozunun Gelecekteki Ay Misyonları ve Bilimsel Önemi
Ay tozu, gelecekteki insanlı ve insansız Ay misyonları için hem bir tehdit hem de bir araştırma konusudur.
Dünyadaki çoğu uzay ajansı, Ay tozunun etkilerini minimalize etmek ve gelecekteki misyonlar için güvenli çalışma koşulları sağlamak amacıyla çeşitli çalışmalar yürütmektedirler.
Örneğin, Ay tozuna dayanıklı olacak malzemelerin geliştirilmesi, astronotlar için solunabilir alanlar oluşturulması ve tozun etkilerini azaltacak koruma sistemlerinin tasarımı bu çalışmalardan bazılarına örnek olabilir.
Ay tozu, Ay yüzeyinin ve Ay’ın tarihinin anlaşılmasına da yardımcı olmaktadır ve Ay’ın jeolojik geçmişine dair bilgiler içerir. Ay tozunun içeriği bizlere, Ay’ın güneş rüzgarları ve kozmik ışınlarla nasıl etkileştiğine ait bilgileri gün ışığına çıkarır.
Ayrıca, bu toz üzerinde yapılan analizler, Ay’ın kimyasal bileşenleri hakkında bilgi de sağlar. Bu bilgiler, Ay’ın oluşumu ve evrimi hakkında yeni fikirlerin filizlenebilmesini sağlar.
Ay Tozunun Dezavantajları/Zorlukları
Ay toprağının ince bir yapısı olan ay tozu bahsettiğimiz gibi yapışkan bir yapıya sahiptir. Bu da Ay üzerinde araçlara ve astronotlara birçok zorluk çıkarmaktadır.
Ay tozunun bu zorluklarını İlk olarak Apollo programında uzaya giden ilk astronotlardan sonra fark edilmiştir. Bunlar;
- Toz sürtünme yüzünden aşındırıcı etkiye sahiptir. Bu da astronot kıyafetlerinin aşınmasına, zarar görmesine sebep olmaktadır,
- Yapışkan yapısı Ay üzerindeki araçların tozla kapanmasına sebep olmaktadır. Bu durum uzay araçlarının görev süresini yani ömrünü etkilemektedir,
- Ay tozunun güneş pillerininin yüzeyini kaplayarak enerji verimini de düşürmektedir.
- En önemli ve dikkat edilmesi gereken zorluğu ise tozun astronotların vücuduna girmesidir. Solunum yoluyla alınan toz, organlarda kalıcı hasar bırakabileceği düşünülmektedir.
Ay Tozunun İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri
- “Ay Tozunun Zorlukları” başlığımıza bahsettiğimiz gibi bu toz, yalnızca teknik ekipmanlar için değil, aynı zamanda astronotların sağlığı için de ciddi bir risk arz eder.
- Ay tozunun solunması, akciğerlerde kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu toz, Dünya’daki tozlardan farklı olarak, su ile temas etmemiştir ve bu nedenle oldukça reaktiftir.
- Nanometre ölçeğinde olan bu toz parçacıkları, akciğer dokusuna zarar verebilir ve uzun süreli maruz kalma durumunda pnömokonyoz gibi solunum yolu hastalıklarına neden olabilir. Bu yüzden de insanlı misyonlarda Ay tozunu hesaba katarak adımlar atılmalıdır.
Sonuç
Bu yazımızda Ay araştırmaları için oldukça önemli bir konuya değindik. Ay toprağı ve tozunun özellikleri, yapısı ve dezavantajlari gibi pek çok konudan bahsettik.
Bu konular oldukça uzun ve detaylı olsa da, olabildiğince Ay toprağı ve Ay tozunun anlaşılabilmesi ve ilham olabilmesi için çalıştık.
Günümüzde de Ay toprak ve Ay tozunun araştırılacak pek çok yanı vardır. Bu yanlar bizlere merak uyandırmakta ve gelecek araştırmalarımızda öncülük edebilmesinde yardımcı olacaktır.
Kaynakça
- Papike, J. J., Simon, S. B., & Laul, J. C. (1982). The lunar regolith: Chemistry, mineralogy, and petrology. Reviews of Geophysics, 20(4), 761-826.
https://www.britannica., Regolith. - Taylor, L., Schmitt, H., Carrier, W., & Nakagawa, M. (2005, January). Lunar dust problem: From liability to asset. In 1st space exploration conference: continuing the voyage of discovery (p. 2510).
- https://sites.wustl.edu, The chemical composition of lunar soil.
- King, E. A. (1977). The lunar regolith: physical characteristics and dynamics. Philosophical Transactions of the Royal Society of London. Series A, Mathematical and Physical Sciences, 285(1327), 273-278.
- Heiken, G., Vaniman, D., & French, B. M. (Eds.). (1991). Lunar sourcebook: A user’s guide to the Moon (No. 1259). Cup Archive.
- McKay, D. S., Heiken, G., Basu, A., Blanford, G., Simon, S., Reedy, R., … & Papike, J. (1991). The lunar regolith. Lunar sourcebook, 567, 285-356.
- Langevin, Y. ve Arnold, JR (1977). Ay regolitinin evrimi. İçinde: Dünya ve gezegen bilimlerinin yıllık incelemesi. Cilt 5. (A77-38469 17-46) Palo Alto, Kaliforniya, Annual Reviews, Inc., 1977, s. 449-489. , 5 , 449-489.
- Wänke, H. (2005). Chemistry of the Moon. Cosmochemistry, 115-154.